Her türlü güzelliğe ev sahipliği yapan bir coğrafyamız var. Ülkemiz bu anlamda inanılmaz değerlere sahip. Bu değerlerden biri de mağaralar.
Antalya, karstik arazi yapısı nedeniyle 500'e yakın mağarayı bünyesinde barındırıyor. Karstik yapının özelliği, suların etkisiyle çözünebiliyor olması. Karbondioksitli sular asit etkisi yaparak yapıların üzerinde doğal şekillenmelerin ortaya çıkmasını sağlıyor.
İşte bu doğa harikalarından biri de Antalya / Döşemealtı ilçemizde yer alan Kocain Mağarası.
Denizden yüksekliği 788 metre olan mağara, Ahırtaş Mahallesi'ne bağlı. Arabayla gidilmek istendiği takdirde Killik Mahallesi'nden geçilerek ilerlenen yol, mağaranın girişine kadar götürüyor. Yürüyerek çıkmak tercih edilirse de Ahırtaş Mahallesi'nin Yukarı Ahırtaş kısmından gidilebiliyor.
Kocain Mağarası'nın kendine has özelliklerinden söz etmek gerek biraz da.
Yaklaşık 20 metre yüksekliği ve 75 metre genişliğiyle giriş ağzı, Türkiye'nin en geniş mağara girişi olma özelliğini taşıyor. 633 metre uzunluğundaki mağaranın derinlerine doğru ilerledikçe, genişlik 100 metreye kadar ulaşıyor. Girişin ne kadar görkemli olduğuna bir örnek vermek gerekirse; o devasa giriş ağzından bir uçağın geçebileceğini belirtmek yeterli olabilir.
Mağara girişinden itibaren ilk 400 metrede gün ışığı içeriye ulaşmaya devam ettiğinden bu bölgedeki şekiller görülebiliyor. 125 metre içeride dört bölmeli sarnıç bulunuyor.
Kocain Mağarası ilk olarak 1919 yılında keşfedilmiş. Girişin biraz ilerisindeki yazıtlardan anlaşıldığı kadarıyla, tarih öncesi zamandan Bizans dönemine dek de yaşam alanı olarak kullanılmış.
Keşfedildiği 1919 yılında okunan 29 yazıttan bir bölümü, bugün ne yazık ki okunamayacak durumda.
Grekçe yazılmış olan yazıtlardan çıkarılan sonuçlara göre; mağara, Hristiyanlığın erken dönemlerinde dinsel olarak da etkin bir şekilde kullanılmış. Keşfi yapan ve yazıtları okuyan İtalyan arkeolog Guisseppe Moretti'ye göre; mağara, dinsel seremonilerin adresi olmuştur.
Mağaranın tavanından belli aralıklarla damlayan sular, özellikle ilk giriş sonrası zeminin oldukça kayganlaşmasına sebep olduğundan, yürüyüş için tercih edilen ayakkabıların buna uygun olarak seçilmesinde fayda bulunmaktadır.
Yukarılardan dökülmüş olan parçalar galeri boyunca yan duvarların diplerinde birikmiştir. Ortada ise yine taşlık bir yürüme yolu mevcuttur ve üzerlerinden daha önce de defalarca geçildiği anlaşılmaktadır.
Mağaranın içerisinde ilerledikçe karşılaşılan sarkıt ve dikitler, kimi yerlerde birbirleriyle birleşmiş şekildedir.
Kocain, 45 metre uzunluğa ulaşan dikitleriyle aynı zamanda en yüksek dikitlere sahip mağara olma özelliğine de sahiptir.
Yolun sonuna doğru ilerledikçe, yürünen zeminin engebesi de artmaktadır.
Ama bu yine de daha da ilerleme arzunuza engel olmuyor.
Merak duyguyla atılan her adımda karşılaşılan güzellikler, sizi orada büyülemek için bekliyor gibi.
Bir düşünsenize; tarih öncesi zamanlarda insanların toplandığı, onların adımlandığı o yollarda yürüyorsunuz.
Ya da sonrasındaki zamanlarda dinsel ayinlere şahit olmuş o eskimiş duvarların arasından yol almak.
Sadece bu büyülü anları yaşamak için bile görülmeye değer bir güzellik, Kocain Mağarası...