Kışa Adım Atarken

Güneşin çok yaktığı, bunalttığı zamanları bitirdik ve Sonbahar mevsimini yaşıyoruz. Antalya iklimi gereği çok daha yumuşak bir geçiş içinde. Ama yine de değişen bir hava söz konusu ve bu da sağlığımızı olumsuz yönde etkiliyor haliyle. İlaçlara, antibiyotiklere boğulmak, ilerleyen zamanda kaçınılmaz olabilir. Bunun olmaması temennisiyle diyerek, biraz da bitkilerimizden söz etmek istiyorum. Bir şekilde hepsinden ya da çoğundan haberdarsınızdır ama hiç daha önce nasıl değerlendirildiklerini ya da tarihteki yerlerini merak ettiniz mi...?

ADAÇAYI

Taze yaprakları diş temizliği için kullanılan adaçayının Latince adının karşılığı da ‘'Kurtarıcı''. Boğaz ve diş eti rahatsızlıklarına, yüksek ateşe ve daha pek çok şeye iyi geldiği bilinen adaçayı, zamanında şans bitkisi olarak biliniyordu.

NANE

Arı sokmalarına karşı her çağda kullanılmış bir bitkidir nane. Eski Yunanlılar naneyi parfüm niyetine kullanırlardı. Yemek masaları yemekten önce nane ile ovulurdu. Neredeyse tüm mide rahatsızlıklarına iyi geldiği ise bilinen bir gerçek.

FESLEĞEN

5000 Yıldan beri kullanılan bir bitki. Geçmişte genç kızlar pencerelerinin önüne fesleğen yaprakları koyduklarında bir talip aradıklarını duyurmuş olurlardı. Ferahlık veren kokusu derin derin içe çekildiğinde baş ağrısına iyi geldiği bilinmektedir.

HATMİ ÇİÇEĞİ

Yüksek ateşe iyi geldiği bilinen bir bitkidir. Uzun zamandır kullanılan bu bitkinin öz suyunun, ellerdeki lekelere iyi geldiği de bilinmektedir.

KEKİK

Uzak geçmişte sadece mezarlıklarda yetiştiği için ölümle ilişkilendirilmiş bir bitkidir. Akdeniz kökenli olan bu bitkinin keskin kokusu çok belirgindir. Yağı hem tıpta, hem de mutfakta kullanılır. Öksürüğe ve romatizmaya iyi geldiği gibi, çaya katıldığında ateş düşürücü etkiye de sahiptir. Romalılar depresyonda başvururlardı bu bitkiye. 16. Yüzyılda da baş ağrılarında ve siyatikte kullanıldı. Dezenfektan etkisi de her daim gözde oldu.

REZENE

Bronz yeşili rengindeki tüylü yaprakları olan bu güçlü uzun ömürlü bitki, inançlara göre cesaretin, güçlülüğün ve uzun ömrün simgesidir. Yılanların favori yiyeceğidir, kolay deri değiştirmelerine katkıda bulunur, atlara öksürük için verilir.

Orta Çağlar'da yaz gecelerinde ev kapılarına kötü ruhları kovmak için asılırdı. Mutfaklarda çok önemli bir yeri olan bu bitki, balık ve sebze yemeklerinde önemlidir, göz hastalıklarına iyi geldiği ve keskin görüş sağladığı kabul edilir. Yaprakları ve tohumları kaynatılarak yorgun gözleri dinlendirmek için kullanılır.

SARI PAPATYA

Mide bozukluklarına, hazımsızlığa ve hatta unutkanlığa yararlıdır. Eski Mısır'da Sarı Papatya tanrılara adanmıştı, tıbbi yararın ve şifanın simgesiydi. Bitkinin yağı, günümüzde saçların parlak görünmesi için kullanılır.

SARIMSAK

Tüm kötü güçleri, ruhları ve kötü şansı evlerden kovma bitkisi; bu nedenle hala pencerelere ve kapılara sarımsak demetleri asılır. Fransa'da bugün dahi korunmak amacıyla yaz ayları başında sarımsak kavrulur. Uzak Doğu'da, sarımsağın kayıp ruhları geri getirdiğine inanılır ve tüm dinsel ayinlerde kullanılır. 17. Yüzyıl'daki salgınlardan beri enfeksiyonlara karşı antiseptik olarak sarımsak suyu kullanılmaktadır ve I. Dünya Savaşı'nda Fransız ordusunda yaraların temizlenmesinde özellikle kullanılmıştı.

ZUFAOTU

Çok eski zamanlardan beri bilinen bu bitki, kutsal yapıların dışlarını temizlemekte kullanıldı ve bu nedenle de kutsal olarak tanımlandı. Aromatik koyu yeşil yaprakları, pembe, beyaz veya mavi çiçekleri vardır. Tadı ve kokusunda güçlü bir nane etkisi hissedilir. Göğüs hastalıklarında ve romatizmada yararlıdır ve terlemeyi arttırır.

© 2024, Nar Masa - Döşemealtı Belediyesi. Tüm Hakları Saklıdır.