Baktığımızı zannettiğimiz gözlerimiz bazen açılıverir birdenbire.
Çay olur ilk yudumuyla, kahve olur sıcaklığıyla,
Şarkı olur notasıyla, insan olur kahkahasıyla.
O açılmış gözlerde devreye girer anın kıymeti.
Aynı hızla da yok olur. Hayat izin vermez uzun soluklu farkedişlere.
Ama işte o anlık da olsa aydınlanan ruhumuz, görünmez kanatları yerleştirir omuzlarımıza.
Perdenin anlık kalkmasıyla, patır patır dökülür tüm farkedişler.
Bunun asla yaşanmadığına inanmak zor.
Elinin tersiyle bu anları itmeler var. Olumsuzluğun gücüne sığınma yanılsaması.
Oysa bulutlara bir olta atmak değil dert,
''Pencereni açık bırak'' kuralına uymak.
Bırak ki, yaşamı gör, sesleri duy,
Cazip geleni seç.
İster dal içine, ister pencerenden seyret...
Görsel: Kırkgöz Göleti