16 Eylül'de başlayan ve 22 Eylül tarihinde sonlanacak olan Ahilik Kültürü Haftası'nı kutlarken, biraz da Ahilik kavramından ve etkinliğinden söz etmek gerekiyor.
Ahi kelimesi Arapça'da kardeşim demektir. Ahi kelimesinin Divan-ı Lügat'i-Türk ve Kutadgu Bilig gibi eski Türkçe metinlerde geçen “Akı” kelimesinden gelebileceğini düşünenler de vardır. Akı, cömert, yiğit, eli açık anlamlarına gelmektedir. Uygurca Turfan metinlerinde de “Akı” kelimesi cömert anlamında kullanılıyordu. Bununla beraber “Ağa” kelimesinin Ahi'den geldiğini öne sürenler de vardır.
Ahilik, Türk geleneklerine göre şekillenmiş bir yapı gibi görülse de, kaynağı Fütüvvet anlayışına dayanıyordu. Fütüvvet anlayışı ise İslamiyet öncesine dayanır. İslamdan önce geniş yapılanmanın erişemediği yerlerde dağınık birlikler oluşmuştu. Bu birlikler aynı zamanda sosyal sınıflara da ayrılmıştı. Ayyar (Kanun tanımayan), Şattar (Kurnaz), Evbaş (Haydut), rünud (derbeder) gibi.
Abbasi halifesi Nasır'a dek devam eden bu sistem öyle güçlenmişti ki, şehirler haraca kesiliyordu ve sistem kendi kafasına göre vergi topuyordu.
Halife Nasır tüm bu grupları bir araya getirerek onlardan saplam bir yapılanma kurulmasını sağladı ve ortaya Fütüvvet Teşkilatı çıktı.
I. Alaaddin Keykubad zamanında halifenin danışmanı Suhraverdi, Konya'ya gelerek fütüvvet fikri ve teşkilatının Anadolu'da yayılmasına yardım etti. Anadolu'da fütüvvet hareketi, adı geçen halifenin Selçuklu sultanları ile siyasi ve kültürel temasa geçmeleriyle başlamıştır. Şeyh Mecdüddin İshak, Bağdad'a gittiğinde dönüşünde birçok ilim adamı ve mutasavvıfla gelmişti. İbn Arabi, Şeyh Evhaduddin Kirmani, Ahi Evran bunlar arasındadır.
Ahi Evran burada Ahiliği, Anadolu'ya has adap ve erkanıyla yeniden organize ederek merkezi, bürokratik ve hiyerarşik bir teşkilat olarak kurdu.
Selçuklu Anadolu'sunda ortaya çıkan Ahilik bu şartlar içerisinde organizasyonunu tamamlayarak Anadolu toplumunun huzur ve güveni için özündeki özellikleri hayata geçirerek önemli hizmetler gördüler.
Ahi Evran'ın ölümünden sonra Ahiler Türkmenlerle birlikte uçlara ve Osmanlı Beyliği topraklarına doğru yayılmıştır. 15.yüzyıldan sonra, Anadolu'da kuvvetli bir siyasi merkeziyet kurduktan sonra Ahilerin siyasi ve askeri etkileri azalmıştır. Bundan böyle Ahiler varlıklarını 18. yüzyıla kadar Esnaf ve Sanatkârlar Teşkilatı haline dönüşerek devam ettirmişlerdir.